Yalnızlık, bireyin boşluk duygusuyla karışık kendini dünyadan kopmuş hissetme duygusudur. Robert Weiss yalnızlığı, bireyin sosyal ilişkilerindeki eksikliğe ya da var olan sosyal ilişkilerindeki doğallığın, yakınlığın, duygusallığın bulunmamasına yönelik gösterilen bir tepki olarak ifade etmiş ve kişinin yalnız olmasında çevresel faktörlerin daha baskın olduğunu savunmuştur. Literatürde yalnızlık; duygusal yalnızlık ve sosyal yalnızlık olarak ikiye ayrılmıştır. Duygusal yalnızlık, yakınlığın veya yakın ilişkilerin yokluğu ile ifade edilir ve bağlanma ile ilgilidir. Duygusal yalnızlık, duygusal olarak bir bağ kurduğu sevdiği kişiden ayrılan, eşinden boşanan, sevgilisinden ayrılan kişilerde yaşanır. Ayrıca bu durum, çocukluk ve ergenlik çağında terk edilen kişilerde fazlaca yaşanır. Sosyal yalnızlık ise sosyal ağların eksikliği diğer bir deyişle kişinin çevresinde ihtiyaç duyduğu bir arkadaşlığın olmaması şeklinde tanımlanır. Sosyal yalnızlık hisseden bireyler kendilerini toplumdan ayrışmış olarak görür. Özetle; sosyal yalnızlık, kişinin etrafında, arkadaşlık ilişkisi kurabileceği hiç kimsenin olmaması olarak ifade edilirken; duygusal yalnızlık, kişinin çevresindeki arkadaş, eş, sevgili gibi yakınındaki insanlarla samimi, içten ilişkiler kuramaması olarak tanımlanır.

Etrafında kalabalıklar olsa da yalnızlığa sahip olabilirsiniz..